Tanrı Fikri, tarih boyunca insanın peşine düştüğü en uzun süreli fikir olmuştur. Çünkü hayatı ve evreni anlama gereksinimi, insan beyninin çevremizdeki dünyayı yorumlama biçiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Zerdüştçülüğün Avesta’sı, Hinduizmin Vedalar’ı, Museviliğin Tevrat’ı, Hristiyanlığın İncil’i ve İslamın Kuran’ı... bütün kutsal kitaplar ve metinler aslında hep aynı öykünün peşine düşmüştür. Robert Winston, BBC’de yayımlanan Tanrının Öyküsü adlı belgesel diziyi, dinleri çıkış noktaları ve temel esaslarıyla birlikte ele alarak, insanın bu Tanrı Fikri’ne nasıl ulaştığını gösteren bir kitaba dönüştürüyor. Altını çizdiği yerler kadar eleştirdiği noktaları da belirtmekten çekinmeyen Winston, kişisel deneyimlerini aktarmayı ve yüzyılımızın din algısıyla bağlantılar kurmayı da ihmal etmiyor. Din insan bilincinin şafağından bu yana var olmuştur, çünkü insanı insan yapan pek çok öğeyi kucaklamıştır: ayrılma ve birleşme, sevgi ve nefret, öfke ve merhamet, kesin yasalar ve yalın dindarlık, kesinlik ve belirsizlik. Hiçbir fikir bu denli uzun zaman varlığını sürdürmemiş, birbirinden tamamen farklı bu kadar çok gereksinim, istek ve duyguyu bir araya getirmemiş ve onu anlamaya yönelik bu kadar çok yol açılmasına esin kaynağı olmamıştır. -Robert Winston- Tarihöncesi insandan bugüne yazılmış en uzun öykü bu: Tanrının Öyküsü