Bu proje avukat, insan hakları savunucusu, arkadaş, dost, eş olan sevgili Tahir Elçi’nin biyografisidir. Tahir’i, yaşadığı o acılı coğrafyayı sevenlerine göstermek istedim. Tahir ile birlikte sevdiklerinin çektiklerini, neler yaşadıklarını sizlere göstermek istedim… Kitap hazırlığından bahsettiğim insanların ilk sorusu şu oldu: “Tahir nasıl öldürüldü?” Ben onlara “Tahir’in nasıl öldüğünü değil nasıl yaşadığını yazıyorum,” diye cevap verdim. Ben evimi güzelleştireyim, sevdiğim eşyaları alayım planları yaparken birkaç ay sonra mezarlığa duvar örecek usta aramaya başladım, duvar taşı bulmak için dükkan dükkan gezdim. Bahçesine dikmek için nar ağacı fidesi buldum çiçek satıcısından. Nar ağacının çaprazına da pembe bir oya ağacı diktim kendim için. Anlayacağınız hayallerim değişti. Baharla beraber bahçeyi renklendirecek, nar ağacıyla bakışacak bir oya ağacıydı artık hayalim "Uzun sürecek baharlar bırakmak için çocuklara, vakitsiz sonbaharlarda vurulup düşen babalar mezarlığıdır burası. Burada, hiçbir mevsim ve özellikle hiçbir bir sonbahar bir diğerinin aynısı değildir. Sesinle aydınlattığın son güzdü o, senin vurulduğun, hepimizin öldüğü. Soğuk ve babasız evlerin çocukları… doğrulup kalkarlar bir gün, yaralarına tutunarak. Hep birlikte yeni bir şarkıya başlarız."

Benzer Kitaplar