İçeriye 28-30 yaşlarında, çok güzel giyinmiş ve değil Kazan şehrinde, o bölgede her haliyle asil soydan gelmiş olduğu ilk bakışta belli olan bir kadın girdi. Genç, içeriye giren kadını, göreneğe ve usule uygun olarak dizyere vurarak selamladıktan sonra: “Beni emretmişsiniz sayın Bike...” dedi. Kestane renkli gözleri elem dolu olmasına rağmen vakur bir eda içinde olan kadın, ciddi bir ifade ile: “Safa Han’ımızın Kazan’a dönmesi için Divandan karar aldım” dedi. “Bu haberin tezelden Safa Han’a ulaştırılmasını istiyorum. Han, çok acele gelmelidir.” Genç, aynı saygılı ile duruşu ve önüne baktığı halde cevap verdi: “Emrederseniz, hemen yola çıkayım.” “Hayır, hemen değil... Sabah erken çıkarsınız. Safa Han’a,çok acele Kazan’a dönmesini bildirin!...” Bir an durdu, odada bir iki adım dolaştı. Gencin karşısında durdu. “Ancak, kendisine düşman olanlar için Kazan’a döndükten ve bizimle görüştükten sonra karar versin!.. Sonra...” Genç kadın yine sustu. Karşısındaki gence bakıyordu. Genç, karşısındaki kadının söylemekte tereddüt ettiği bir sözü olduğunu anlamıştı. Kadın, kararlı bir ifade ile devam etti: “Han’ın, Kazan’a girişinde her hangi bir olayın çıkmasından endişe ediyorum Kuşçak Beğ...” 1540lı yıllara Kazan'a doğru Süyün Bike ve SAFA Giray Han ile yolculuğa davet ediyoruz. Nefesinizi tutarak bir solukta okuyacağınız bu tarihi romanın yazarı Hayrani Ilgar...