O, yerine ve zamanına pek de bakmadan doğruyu, düşündüğünü söylemekten korkmayan, belki de biraz pervasız bir gazeteciydi. İnandığı şeyler için korkmadan, yılmadan savaştı. Bu yüzden başına hapis, sürgün gibi pek çok belalar geldi. Ama o hiç susmadı. Cumhuriyet tarihinin en önemli gazetecilerinden biri olan Zekeriya Sertel’in 20. yüzyılın başında Selanik’te başlayıp 1980’de sona eren hayatı, dönemin siyasi olaylarıyla beraber, Türkiye’de aydın olmanın hakikatlerine de ayna tutuyor. Düşünce özgürlüğünü savunan bir gazetecinin sürekli baskı ve tepki altında geçen ömrü, her türlü otoritenin zaman ve coğrafyadan bağımsız olarak muhalif sesleri nasıl susturmaya çalıştığını da ortaya koyuyor.