Yıllardan sonra güneşin batışını, yolculuk ettiğim otobüsün camından seyrederken valizimde sürüye sürüye taşıdığım kadını, hangi durağa bırakacağımı bilemedim. Yan koltukta hüzünlerini toplayıp dağıtan bir adamın ölülerle konuşmasını dinledim bir süre. Nasıl bir şeydi ölüyü kıskanmak? Dahası ikiye bölünmek nedir? Geçmiş; gitmiş işte!.. Irmağının rengini, fark edemeyen azaldım der... kıymet bilmeyense çoğaldım dermiş: Bense sevmek istiyorum... Yaşamak. Masanın başını döndüren iki çift elin alışması gerek meşke. Çalımlamak gerek ayrılığı ve de hastalıkları... Serin gölgeler. İnandığım!.. Dingin bir akşam olacak belli. Güneşin son ışıkları tepelerin ardında kaybolurken valizdeki kadının usulca fısıldadığını duydum. “Hayat sıfır, ben bir”!..