“Süreç”... 2013-2015 arasında Türkiye’de “süreç” deyince, Kürt meselesiyle ilgili yürütülen “çözüm süreci” anlaşılıyordu. Bunu “barış süreci” diye tanımlayanlar da, “ihanet süreci” diye tanımlayanlar da vardı. Ülkenin en yakıcı sorunuyla ilgili bu “süreç”, gündemi yoğun biçimde kapladıktan sonra, hızla sona erdi ve sanki hiç yaşanmamış gibi adeta buharlaştı. “Çözüm süreci” neden başarısız oldu? Cuma Çiçek, son derece serinkanlı ve çok yönlü bir yaklaşımla, bu “başarısızlığın” analizini yapıyor. Çiçek’in dikkat çektiği ilk nokta, her konuda benimsemeye yatkın olduğumuz “bize özgücü” yaklaşımla sınırlı kalmamak. Özellikle Filipinler ve Endonezya örneklerini inceleyerek, çatışma çözümlerini dünyayla mukayeseli olarak ele alıyor. Bu mukayese, Türkiye’deki sorunun gerçekten özgün olan yanlarını da daha iyi görmeyi sağlıyor. Müzakere seçeneğinin tıkanmasının başlıca nedenleri olarak jeopolitik etkenler ve güvenlik ikilemi, tarafları “sınırlayan” nesnel ve öznel faktörler (gerek iktidar partisinin gerek ana akım Kürt siyasetinin “problemleri”), muhalefetin etkisi, “üçüncü tarafların” rolü, bizzat sürecin kurumsal yapısındaki sorunlar masaya yatırılıyor. Hayati önemdeki bir sorunla ilgili önemli bir girişime, sanki hiç olmamış gibi muamele etmemek ve bu tecrübeden gerçekten bir şeyler öğrenebilmek için ufuk açıcı bir çalışma.