Aşk önemsiz bir iştir, çünkü ilanihaye tekrarlanabilir. Sanatlarda ve felsefede 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl, modern ile modernist arasındaki köprüyü ya da kopuşu işaretleyecek olsak, kuşkusuz bunun mimarı ya da dinamitçisi Alfred Jarry olurdu. Nitekim Rimbaud’nun “Mutlak modern olunmalı” sözünü her yönüyle üstlenmiştir o. Avangardlar, Fütürizm, Kübizm, Dada, Sürrealizm, varoluşçuluk, vahşet tiyatrosu, absürd tiyatro, Oulipo, hepsi bir şekilde Jarry’den ve ’Patafizik edebiyatından beslenir. 1902’de yüzyıl dönemecinde yayımlanan Süper-Erkek’te Jarry bugün de bilim ve teknolojiyle güncelliğini koruyan “insanın kendini aşması” fikrinden yola çıkıyor. Ama bu fikrin felsefi ve bilimsel yönüyle yetinmiyor, erotik bağlama da taşıyor onu. Jarry bu unutulmaz “modern roman”da, insanın kendini aşarak sonsuzluğa uzanma potansiyelini açığa çıkaran aşk ve “aşk yapma” fiilini hem mekanik hem de şiirsel haliyle işliyor.