İnsan kendine sığamazken bazen, zamanın iğne deliğinden geçirir bir bir hasretleri. Bir kuş kanadına tutunmak gibidir sevdası özlemlerin; sözcükler imkânlı, söylemekler imkânsız sanki... Yaşanmışlıklar yaşanmış da geçmiş midir? Kül müdür şimdi? Suda yanmak mıdır yüreğin devrimi? Çok ayrılıklar yaşadı yüreğim, çok acılar çektim tüm öksüz çocuklar gibi, fakat senin ayrılığın kadar hiçbiri hançerini sokamamıştı yüreğime... Ayrılığının bu denli inada bineceğini önceden hissetseydim şayet, seni sıkıca yüreğime basar ve hep orada saklardım. Hiç özlemez misin peki? Ey teklemede kalmış yüreğimin en son mevsimi! Nerelerdesin?