Sevmek nereye kadar kuşatır insanı, nerede vahşileştirir? Parkta yaşanan bir gecenin ardından hayatları paramparça olan iki insan, Fransız yazar Magali Wiéner‘ın kaleminde adaleti arıyor. Evet ve hayırın sınırı nerede başlayıp nerede bitiyor? Yaşamları derinden sarsan soruların peşinde uzun bir sorgu ve yanıt arayışı. Her okurun bireysel senaryosunu oluşturmasına izin veren, ikili ilişkilerde kişisel sınırların nerede başlayıp nerede bittiğine dair sarsıcı bir roman. Paris’te müzik festivali vaktidir. 21 Haziran, tüm ihtişamıyla Paris’in ritim dolu sokaklarına yayılmıştır. Rodrigues, denize, suya, yüzmeye bağlı, heyecanlı, dikkatsiz bir erkek; sahnede şarkı söyleyen, söyledikçe ışıltısıyla büyüleyen, delikanlının içine işleyen bir kız, Aurélie. Genç Rodrigues, kıza yeryüzündeki herhangi bir dilin herhangi bir kelimesiyle betimlenemeyecek şekilde âşıktır. Kızınsa üstü sahne tozuyla kaplı, gözleri Paris’in buğulu perdesiyle örtülüdür. O gece şiddet ansızın sevginin diline dahil oluverdiğinde, hem sarsıcı bir dava süreci hem de ağır bir vicdani sorgulama başlar…