Daha evvel de bazı denemeler olmasına karşın Türkiye’de düzenli anlamda radyo yayıncılığı 6 Mayıs 1927’de başladı. Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi bünyesinde İstanbul’un sınırlı bir bölgesine yapılan yayınlar Türkiye’de yayıncılık tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıydı. Daha sonra, İkinci Dünya Savaşı yıllarında tüm dünyada propagandanın öneminin artması, devletin bu iletişim kanalını daha aktif bir biçimde kullanmasıyla sonuçlandı. 1940 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü bünyesine alınan yayıncılık faaliyetleri radyo yayıncılığını da kapsadı. Bu gelişme ileride TRT’ye dönüşecek kurumun ve kamu yayıncılığının temellerini atmış oldu. 1964’te, Türkiye Radyoları adıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Diyarbakır gibi toplam sekiz ilde halihazırda yayın yapmakta olan devlet radyoları; TRT bünyesinde toplandı. 1968’de buna televizyon yayıncılığı da dahil oldu. Elinizdeki kitap, Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığının emektar isimlerinin ağzından TRT’nin adeta bir okul gibi çalıştığı gelişim sürecini anlatıyor. Bir döneme damga vuran Halit Kıvanç, Semih Sergen, Ali Kocatepe gibi isimlerin anılarını okurken satır aralarında kısıtlı imkanlarla yapılmaya çalışılan radyo ve televizyon yayınlarının perde arkasına tanık olacaksınız.

Benzer Kitaplar