Dünyanın en iyi telepatı olarak kabul edilen ve İkinci Dünya Savaşı'nda, Stalin'in neredeyse tüm kararlarında danıştığı Wolf Messing, yoksul bir Musevi ailesinin çocuğu olarak 10 Eylül 1899'da, Varşova'da doğdu. Ailesi, Naziler tarafından öldürüldü. Polonya 1939 yılında Naziler tarafından işgal edildiğinde Rusya'ya kaçtı. Polonya sınırındaki tüm Nazi kontrol noktalarından düşünce aktarımı ve telkin yeteneklerini kullanarak geçti ve Sovyetler Birliği'ne sığındı. Zihinsel yeteneğini ilk olarak 11 yaşında bindiği bir trende kullandı. Trende, biletleri kontrol eden görevliye, telkin yeteneğiyle, bir gazete parçasının bilet olduğuna inandırdı. On altı yaşında Viyana’da, Albert Einstein ve Sigmund Freud ile tanıştı. Onlarla telepati, düşünce aktarımı ve telkin deneyleri yaptı. 1927’de Hindistan’da, Gandhi ile düşünce aktarımı deneyi yaptı. Stalin, Wolf’un yeteneklerini kullanarak, Hitler’in yenileceğini ve İkinci Dünya Savaşını SSCB’nin kazanacağını öğrenmişti. Askeri stratejisini, Wolf’un da katıldığı Kremlin’deki gizli seanslarında hazırladı. Bu kitap halen Stalin’in arşivinde gizlenen kayıtlardan çıkartılarak yayımlandığında Batı’da büyük yankılar uyandırdı. Rusya ve Almanya’nın arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadığı, iki ülkenin saldırmazlık antlaşması yaptığı dönemde, “İkinci Dünya Savaşı’nın çıkacağını, Avrupa’nın Naziler tarafından işgal edileceğini, 1945’de savaşın sona ereceğini, Sovyet tanklarının Berlin sokaklarında çiğneneceğini” söylemişti. II. Dünya Savaşı’nın ne zaman biteceğini kimsenin bilmediği günlerde, savaşın 1945 Mayısında biteceğini söylemişti. 1937’de “Hitler doğuya saldırırsa ölür.” dedi ve Hitler, kellesine 200.000 Mark ödül konuldu. Şimdi olağnüstü yeteneklere sahip olan Messing’in ağzından muhtemelen Stalin tarafından Messing’in gerçekte ne kadar “hünerli” olabileceğini anlamak için yaptırılan şu iki olayı dinleyelim: Temiz bir Kağıt parçası ile Merkez Bankası’ndan 100.000 ruble almam gerekiyordu. Ama bu deneyim sonucu az kalsın trajik olacaktı. Veznedara gittim ve okul defterinden kopartılmış bir sayfayı uzattım. Küçük valizi açtım ve bankonun önüne koydum. Yaşlı veznedar kağıda baktı ve kasayı açtı. Yüzbin rubleyi saydı... Kağıt parçasını bilet olarak görmesini sağladığım trendeki memurla yaşadığım olayın tekrarıydı benim için. Sadece şu an bunu hiç zorlanmadan yapıyordum. Valizi kapattım, salonun ortasına çekildim. Yaptığımız deneyle ilgili tutanağı imzalayacak olan şahitler yaklaştılar. Bu formaliteyi hallettikten sonra aynı valizle veznedara döndüm. O, bana baktı; ödenmiş çeklerle aynı çiviye taktığı kağıda baktı, içinden bozmadığımız para destelerini çıkarmaya başladığım valize baktı... Sonra aniden oturduğu sandalyeye yaslandı ve inlemeye başladı... kalp krizi geçiriyordu... Ne mutlu ki sonra iyileşti. Başka bir denemede, çok sıkı korunan yüksek mevkide bulunan bir görevlinin odasına girmem gerekiyordu. Tabii giriş kartı olmadan. Bu denemeyide kolayca yerine getirdim. “Bilemezseniz, bilmediğiniz yolda gidersiniz. Öngöremezseniz, engelleyemezsiniz.”