Dil, insanın bilgisinin, zihninin ve hislerinin tercümanıdır ve dil sayesinde doğru mahkûm, yanlış hâkim olabilir. Dilin güzel ve etkili kullanımı, insanoğlunun en eski ve hiç bitmeyen uğraşlarındandır. Bu, insanoğlunun mükemmele ulaşma arzu ve ihtiyacının da bir gereğidir. Dili kullanan, işleyen, ona şekil veren, insanın zekâsıdır. Edebî sanatla zekâ arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Zekânın dil üzerindeki tasarrufları ve işlemeleri sonucunda meydana gelen edebî sanatlar, varlıklarını dile, gelişimlerini şair ve ediplere, isimlerini de belâgatçilere borçludur. Edebî sanatlar konusu oldukça geniş bir konudur.