Söz üzerine düşünmelerin, değinmelerin ve anlatılanların kitabı... Bir kitabın oluşma, ortaya çıkma süreci hele de ilk kitap olması söz konusuysa kuşkusuz sancılı bir serüveni de beraberinde getiriyor. Hele ki, Söz üzerine düşünmelerin, değinmelerin ve anlatıların toplamından oluşan bir kitabı hangi niyetle kaleme aldığını bilmek, baştan başa bir yazmak sorumluluğuyla başlıyor. Bu kitap, birçok sorunun yanıtını da içinde taşıyor bu anlamda. Yazmanın bu topraklarda tarihsel ve toplumsal seyrinden, bugüne bakan anlatıcının değişken hallerine kadar her şey bu kitabın kendince şifre lerini sunuyor okura. En azından yazarının niyeti bu. Yazmayı okumakla, okur olmakla başat sayan bir düşünce ister istemez kitap aracılğıyla yazar -yazarın gercekliği- yazmanın halleri arasında düşünmeye itiyor okuyanı da yazanı da. Söz Dağının Ardındakiler in ne olduğu, sözün yüceliği ve erdemi kağıda yansıdıkça, okuyan adına çok katmanlı, çok sorulu ve çok tartışılır bir boyutta kazanıyor elbette. Neden okur, neden yazarız? sorusunun sığ yanıtlarından sıyrılarak, insanı anlamak için çıkılan bir yolculuğun iki taraflı parçası olduğumuzun bilinciyle yanıtlar aramak, bu acıdan da değer kazanıyor sonuçta. Sokakta, kentte, evde ve yaşamın birçok dehlizinde insanı anlamak adına yazıyor ve yine insana kendimiz dışındaki bir gerçeğe dokunmak adına okuyoruz bu bağlamda. Kitabın yazarının sozunbuyusu başlıklı blog sitesinde, insanokur.org adlı edebiyat sitesinde yazdıklarını okurla paylaşma niyeti bundan doğmuştu birkaç yıldır, şimdi de bu yazılar bir kitabın bütünlüğü içinde yer alıyor.

Benzer Kitaplar