Uluslararası sosyalist hareket 1970’ler boyunca ağır bir bunalım döneminden geçti. Sovyetler Birliği-Çin arasındaki kutuplaşmalar Vietnam’da olduğu gibi çatışmalara vardı; Afganistan’da olduğu gibi askerî darbe yoluyla sosyalist devrim ler yapıldı! Bu sosyalist ülkelerde ciddi halk muhalefetleri ortaya çıktı... Tüm bunlara rağmen hâkim geleneksel sosyalizm düşüncesini savunanlar, her şey yolundaymış gibi yollarına devam ettiler. Sosyalizmin aldığı biçim , ulaştığı sınır , dönem boyunca sorgulanmadan kaldı. Ömer Laçiner, Birikim’de o dönemde yayımlanmış yazılarında uluslararası sosyalist hareketi etkileyen tartışmalarla hesaplaşarak, bu tartışmaların ekonomizm ve tarihsel zorunluluk kısırlığına nasıl sıkıştığına dikkat çekiyor. Sosyalizmi bir yönetim mekanizmasının ideolojisi olarak kurgulayan, toplumları kapitalizmin zihniyet dünyasının içine sloganlarla hapseden bir bakış açısını sosyalizmin kendi kaynaklarına bakarak, insanlığın önünde açılacak yeni imkânlara dair sorularla ele alıyor. Laçiner, sosyalizmin tarih öncesi kapandığında, sosyalistlerin mutlaka yeniden düşünmek zorunda kalacakları sorunları, bunların öncelleri, tarihsel dayanakları ve devlet politikası haline getirilişi üzerinden tartışıyor ve insanın kendisinin üretici güç haline gelişi ni ısrarla vurguluyor. Ve sonra Murat Belge’nin dediği gibi: Derken bir gün gelip çatıyor ve ‘Değişen Dünya’ beklenmedik bir biçimde kendini ortaya koyuyor. Olanlar, Laçiner’in bunca zamandır kıvranarak anlatmaya çalıştığı şeylerin bir doğrulaması sanki...