Şunu unutmayın ki; yakınlık bağları (aile, yakın çevre, komşular, arkadaş çevresi, mahalle) çözüldükçe pusuda bekleyen bankaların eline düşeceksiniz. Her Cuma imam minberden şu ayeti okuyup öyle iniyor: Allah adaleti, ihsanı ve yakın çevrenizi (zi’l-gurba) gözetmeyi/vermeyi emrediyor. (Nahl; 90) Fakat dinleyen kim, anlayan nerede? İnsanların artık kendi anne, baba, akraba, kardeş ve arkadaşına bile parasını veremeyip güven içinde bankalara götürüp yatırmasının, hangi çözülme, yalnızlaşma ve arkasından gelen korku (havf) ve kaygı (huzn)’dan beslendiği sanırım anlaşılıyor. Bu, toplumdaki yakınlık bağlarının (zi’l-gurba) yani sosyal in çöküşüdür. Burada ortaya konan İslam’ın sosyal içeriğinin ne anlama geldiğini tekrar düşünün. Düşünmekle kalmayın güncelleştirin. İşte bu kitap, yalnızlaşmış, bir başına kalmış (birey!) yurdum insanının boynuna geçirilen tasmaların, zincirlerin, boyundurukların nasıl kırılıp atılacağının ve profesyonel hırsız şebekelerinin ellerinin toplumdan nasıl kesileceğinin de panzehiridir. Bunun yolu Sosyal İslam anlayışının siyasi, ekonomi-politik olarak da diriltilmesidir. Böylece boyunduruklar kırılacak, köleler özgürleşecek, yoksullar doyacak, açların yüzü gülecek ve ezilenler yeryüzünün önderi olacaktır. İlahî vaat bu yönde ve gerçekleşmek için bir kendinden zuhur beklemekte.