Yeterince iyi konuşmadığım için değil, yeterince küstah ya da yüzsüz olmadığım için ve size, duymaktan hoşlanacağınız şeyler duyurmadığım, yakınan, inleyip sızlanan, bana yakışmayacağını düşündüğüm bir sürü şey yapıp söyleyen bir Sokrates göstermediğim için hüküm giydim ben. Çünkü siz, başka suçlananlardan böyle şeyler duymaya alışıksınız. Ama ben, ne az önce tehlike korkusuyla özgür bir insana yakışmayacak şeyler yapmak gerektiğini düşündüm, ne de şimdi pişmanım, kendimi böyle savunduğum için. Kendimi böyle savunup ölmeyi, aşağılık şeyler yapıp yaşamaya yeğ tutarım. Tüm zamanlar için bir dürüstlük, onur, yüreklilik dersi... "(...) Ünlü “savunmasıyla, ölümün eşiğinde yaptığı bu uzun konuşmayla insanlığa bambaşka bir şey daha armağan ediyor Sokrates. Bütün o düşünsel sorunların, akıl yürütmelerin, sorgulamaların ötesinde, heyecanla okunan, eşsiz bir yazınsal metin ve bu metnin içinden yükselen, felsefeyle hiç ilgisi olmayan bir okuru bile heyecanlandıracak güzellikte bir insanlık, onur, yüreklilik dersi armağan ediyor. Öyle bir armağan ki bugün bile şaşırtıyor, ürpertiyor bizi. …Ve biliyoruz ki bugün de tehlike geçmiş değil. Bugün ya da yarın, birimiz, herhangi birimiz, hepimiz, düşüncelerimiz, yazdıklarımız, şurada burada konuştuklarımız nedeniyle yargıçlar önüne çıkarılabiliriz, hapisle, ölümle tehdit edilebiliriz ve bir savunma hakkı verilirse eğer, yine o ünlü tümceyle başlamak zorunda kalabiliriz söze: “Beni suçlayanlar üstünüzde ne izlenim bıraktı Atinalılar, bilmiyorum