Çocuğum ben, okula gitmeli, sokaklarda oynamalı, akşam olunca evime girmeliyim. Annemin kollarında huzur bulmalı, babamın gücünden güç almalıyım. Oysa onlar öyle mi? “Sokak Çocukları” onların ne akşam girecek bir evleri var ne dizleri kanayınca öpecek bir anneleri! Dayak yediklerinde çağırmak için koşacakları bir babaları da yok... Peki neden? İşte bu sorunun cevabını vermiş otuz yazar yazdıkları otuz hikâyede. Sizlerin de desteği ile sokakların doğurmadığı ama sokakların koruyup kolladığı, sokakların yaşatıp büyüttüğü bu çocuklar için bir sestir, bir haykırıştır bu kitap! Ötekileştirmek bir insan için çok kolaydır, empati ise zordur. Belki biz de bir başkasının ötekisiyizdir... Kim bilir... Ama şimdi empati yapma vakti, her bir sayfanın kalbinize etki etmesi dileklerimle... Zaten edebiyat da bunun için değil mi?