Tarih boyunca kurulan birçok müessese, kendini sohbet metodu yoluyla geleceğe aktarabilmeyi başarmış, bu sayede bir devamlılık şuuru ve ruhu kazanabilmiştir. Tarihin bilinen ilk devirlerinden itibaren fertler arasında cereyan eden konuşmaların, muhabbetlerin, toplantıların bizde bir medeniyet şubesi olarak ortaya çıktığını ve bunun zaman içinde birçok ritüeli içine aldığını, böylece tarihin en renkli ve en mahalli üsluplarla işlediği bir sohbet geleneğimizin oluştuğunu düşünüyoruz. Bu gelenek, eskiye nazaran daha az icra ediliyor olsa bile insani münasebetlerin meydana gelmesine imkan tanıyan fırsatlarıyla halen devam etmektedir. Yasin Şen’in kaleminden Sohbet Medeniyeti eseri de bu köklü geleneği derinlemesine ele alıyor.