Tarihsel gelişim sürecinin, her düzeyi ve her aşamasında, siyaset, kendini görünür kılabilmek için, iletişime sürekli gereksinim duymuştur. Kitle iletişim araçlarının gelişmesinden çok önce, insanlığın ilk dönemlerinde, iletişim ve siyaset, birbiri içine girip, düğüm olmuş, kendilerine yakın olan olgu ve boyutları içine alacak biçimde, kendi yapılarına özgü ilişkiler yumağı inşaa etmiştir. Tarihsel anlamda, siyasal iktidarın oluşumunun her düzeyi ve her aşamasında siyaset ve iletişim birlikteliği kendini göstermiş, içinde yer aldıkları konumu ya dayatmış, ya da onaylatmıştır. Bu ikili, gereksinim duyduğu durumlarda muhataplarını ikna etmek için, tüm ögelerini harekete geçirmekten de geri kalmamıştır. ‘Meşruiyet’ zemininde, bu ikilinin üstlendiği bu birlikte hareket, bir şeyleri değiştirebilme gücünü göstermekte ve kapasitesini ortaya koymaktadır. Bu özelliği ile, İletişim, adeta bir gölge gibi, tarihsel dönemin her anında, iktidarı, dolayısıyla siyaseti izlemektedir