Yalnızca iki dünya devrimi olmuştur. Biri 1848’de oldu. İkincisi ise 1968’de. İkisi de birer tarihsel yenilgiydi. Ama ikisi de dünyayı dönüştürdü. Her ikisinin de planlanmamış ve bu yüzden de derin bir anlamda kendiliğinden olması her iki olguyu da başarısızlığa uğramaları olgusunu ve dünyayı dönüştürmeleri olgusunu- açıklamaktadır. Bugün 1789 Fransız Devrimi’ni kutluyoruz, ya da en azından kimi insanlar kutluyor. 1917 Sovyet Devrimi’ni de kutluyoruz, ya da en azından kimi insanlar kutluyor. 1848’i, ya da 1968’i kutlamıyoruz. Ancak bu tarihlerin, bu kadar çok dikkat çeken o iki tarih kadar, belki daha da önemli oldukları iddia edilebilir.

Benzer Kitaplar