Düşünün, sınıf kavramı ne denli çok biçimde kullanılıyor. Bazen sınıf krizinden söz ediliyor, böyle dendiğinde, ekseriyetle Marksizmin tıkandığı, varsayım ve çözüm önerilerinin arkaikleştiği iddia ediliyor. Endüstriyel işçi sınıfının çöküşü, yeni sağın yükselişi ve kaçınılmaz olarak solun krizinden bahsediliyor. Diğer yandan, bu güçlü eğilim ve manipülasyonlara cevap verenler yok değil. Dworkin’in elinizde tuttuğunuz Sınıf Mücadeleleri kitabı bu tür çalışmalardan biri. Elbette sadece düz ve toptancı bir cevap vermiyor, zihin açıcı yorumlarda bulunarak, başarıyla tartışıyor. Sakin, konusuna hâkim, mesafeli bir tutumla daha en başta, sınıf eleştirilerini irdeliyor, rahat bir dille neyi vurguladıklarını anlatıyor. Sınıf ve toplumsalla ilgili yakın dönem tartışmalarının nasıl geliştiğini açıklıyor. Sınıf kavrayışımızı baştan ayağa reddetmektense sınıf dinamiklerine yönelik kavrayışımızı zenginleştirmeye yarayan eleştirileri yeniden ele almayı deniyor. Toplumsal ve kültürel yaklaşımlardan birinde ya da ötekinde ısrar etmektense bir senteze gitmeyi öneriyor. Bir kavram olarak sorunlu olabilmesine, oluş halinde olduğu itirazlarına, kimi zaman ele geçirilemez gibi görünmesine ve bazen de sınırlarına ulaştığı düşüncesine karşın sınıf insanların yaşamlarını istila eden eşitsizliğin ekonomik biçimlerini haritalandırmada başka hiçbir kavramın yapamadığı kadar çok olanak sağlamaktadır.

Benzer Kitaplar