Sinemada Ritimlerin Kurgusu” sinemanın en görünmez ama temel alanlarından olan kurgu üzerine ender çalışmalardan biri. “Kurgucu, dünyanın ritmik bilgisini biriktiren bir varlıktır” diyen yazar, film çalışmasının kalbinde yer alan kurgu pratiğinin sırlarını anlatıyor. Bir kurgucu olarak kendi deneyimlerini ve geniş kaynak taramalarından biriktirdiklerini aktarırken bunu, sinema tarihinden seçtiği pek çok sahne ve sekans üzerinde yaptığı çözümlemelerle uygulamalı bir biçimde zenginleştiriyor. Pearlman’ın çalışması zaman, mekân, akış, hareket, birlikte salınma, cümleleme, sine-cümle gibi kavramsal tartışmalarla birlikte yönetmenlerin, akımların, dans koreografisinin, müzikal kompozisyonun kronolojisini de katederek farklı bir sinema tarihine de ulaşıyor. İçerdiği tartışmanın teknik doğasının ritmini tıpkı film kurgular gibi bir sinema tarih-yazımı metodolojisi de öneriyor. Ritimler üzerine çalışma, yaşamın ve yaşamın kaydedilmiş görüntüsünün ritminin nasıl alımlandığı, izleyicinin seyir sürecine hangi biçimlerde dahil olduğu üzerine koşut bir tarihçe de sunuyor. Gilles Deleuze’ün “Sinemanın ruh ve düşünceyle ittifak oluşturması, beden yoluyla gerçekleşir” saptamasının yardımı ile kurgucunun ön-bedene dönüşme sürecini, bedenin ve dünyanın ritimlerinin senkronizasyonuna ulaşarak elde ettiği bir “hikâyeyi” anlatıyor... Sancılı bir hikâye: Kurgu masasında “kesip biçerken” aynı zamanda yönetmenin, senaryonun, izleyicinin beklentileri ve hayalleri tarafından “kesilip biçilen” kurgucunun bedeni... Pearlman bu bedenin, Eisenstein çizgisini izleyerek fiziksel düşünmeden, kinestetik empatiden yola çıktığını iddia ediyor. Sinemada Ritimlerin Kurgusu kurgunun ve onu inşa eden ritmin kavranması açısından bir başucu kitabı.