Grafiyi sinema ile yaratmak noktasında karar kılmış olan adamlar, yapmak istedikleri görüntü devrimini gene de kağıt üzerinde çerçevelemekten alamamışlardır kendilerini: 1916’lı yıllarda Fütürist Sinemacılar, 23’lerde sine-göz cü Vertov, Hollywood’un kutsal ağaçlarını 8mm’lik baltalarıyla parçalayan 40’ların ilk newyorker’ları, 60’larda geleneksel Alman sinemasının kalıplarından boğulmakta olan Yeni Alman Sineması yaratıcıları, sex, balgam, küfür ve dahi şiddetsiz bir sinemanın sinema olamayacağını savunan ihlal sinemacılar, hayatı bilebilmek için, ölümü safra dolu mesanede düzmeniz gerekir ve bunun her pislik dolu anını sevmeniz gerekir... düsturu ile yola çıkan şizoid sinemacılar ve nihayetinde dijital videodan internet filmciliğine değin uzanan yeniçağın güçlü, kuralsız çocukları... Herkesin çekecek bir filmi ve yazacak bir manifestosu muhakkak olmalı, aksi takdirde sadece mutsuz insanların öyküsü vardır önermesini nasıl haklı çıkarabiliriz...