“Rüya mıydı yoksa gerçek mi ilk an farkına varamadım. Bir yandan melodik bir ses kulağımda salınırken diğer yandan tahtaya vurulan yumruk sesleri ve insan konuşmaları duyuyordum. Kızımın odasında uyumuştum. Aslında gece yarısına kadar uyumamış, son olarak bir sivrisinek ile mücadele etmiştim. Uykuya daldığımda saat sabaha geliyordu. Bunu biliyordum. Bu yüzden olsa gerek kulağıma çalınanların rüya olduğunu düşündüm ya da öyle hissettim. Değilmiş, uyuyanınca anladım! Kapı çalınıyordu. Gürültünün kaynağı oydu. Kapıya yöneldim, dürbünden baktım; polisti. Daha doğrusu polisler. Mapusluk böyle başladı.”