Seza Paker üzerine olan bu kitabı ele aldığımızda, önce onun minör meselesine nasıl yaklaştığına bakmak gerekecek diye düşünmeli : Dili majör halinden alıp, minörleştiriyor ve bu şekilde yersizyurdsuzlaştırıyor. 'İsimsiz' olarak adlandırılan kurgu-belgesel eserlerinde sanatçının sıklıkla vurguladığı, özellikle başlıklardır. 'İsimsiz' olarak kullandığı başlıkları hep parantezlerle açmakta ve tekrar açmakta. Bunların genişleye genişleye ilerlemekte olduğunu görmekteyiz. Bir enigma gibi işleyen başlıklar Seza Paker'in refleksif akışkanlığının parçasıdır. Kitap, bir yandan Türkiye'deki çağdaş sanat pratiklerine, diğer yandan ise Seza Paker'in eserinin analizi üzerinden, içinde yaşamakta olduğumuz çağdaş sanat dünyası içindeki politik ve sanatsal pratiklere bakmakta. Sanat tarihi göndermeleri, malzemenin kullanımı, eserin okunması gibi izleyiciyi ilgilendiren konular üzerinden geçerek, sanatçının eserini ele alışının pratiklerini gösteriyor. Kitap; görsellerle, Seza Paker'in eseriyle çağdaş sanat dünyasının birlikteliğini felsefi ve sosyolojik olarak, disiplinleraşırı bir şekilde ele almaktadır. Ve bunu 20. yüzyıl düşüncesine büyük katkı yapmış Gilles Deleuze, Michel Foucault, Friedrich Nietzsche, Sigmund Freud, Jacques Derrida gibi isimlere göndermelerle yapıyor.