Şeyh Sait ve İsyanı yeni kuşak tarafından yeterince bilinmiyor. Kürt siyasetinin ayrılıkçılık talepleri ve “Şeriat isteriz!” sesleri artık açıkça ve yüksek sesle söylenir oldu. Bu iki unsur, 1925’teki “Şeyh Sait ve İsyanı”nın da doğasını oluşturur. Aradaki tek temel fark: 1925’te genç Cumhuriyet “devrimler mi, demokrasi mi?” ikilemi karşısındaydı ve devrimlerin yapılması, demokrasinin ertelenmesi tercihinin hayat bulmasına yol açıyordu. Bugün ise ihtiyacımız olan şey “ülke bütünlüğü ile devrimlerin demokrasi içinde korunması”dır.