1.Gözlerin Hidayeti 2.Aşkın Rü’yeti 3.Sevgi Namesi Üç eser de kalp ve akıl süzgecinden süzülerek, kelime kelime incelenerek okuyucusuna sunuldu. Kalbimiz, inanç ve duygularımızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştüren bir aracı olarak hizmet eder. Bu elektromanyetik dalgalar vücudumuzla sınırlı kalmaz, bütün çevremize uzanır ve bizi kuşatan her şeyle iletişim halinde olur. Kalbimiz, bütün inaçlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirir ve bunları evrene iletir. Evrene iletilen bu bilgi enerjisi yeri ve zamanı geldiğinde, evrende kodlanan kodlarla bir araya getirilerek bilgileri açığa çıkarır. Bu eserlerde de olduğu gibi kodlanan bilgiler zamana ve koşullara meydan okurcasına varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ta ki bizler onları keşfedene dek… Bu bilgileri keşfetmemize vesile olan şey ise kalbimizin evrenden aldığı sinyallerdir. Kalbimizin aldığı bu sinyaller, beynimiz aracılığı ile evrenle sürekli bilgi alışvalışverişinde olmamızı sağlar. Kalbin manyetik enerjisi beynimizin manyetik enerjisinden kat be kat daha kuvvetlidir. Bundan dolayıdır ki Peygamberlerimiz, günümüzün ve geçmişimizin ünlü âlimleri ve bilgeleri ısrarla “Kalp gözüyle görmeyi” öğrenmemizi söylerler… “Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz!” Buradan şunu anlıyoruz ki, bu eserleri yazan eller, manyetik kalp kuvveti ile onları kaleme almış ve beynin frekansları ile nesillerden nesillere aktararak günümüze değin ulaştırmışlardır. Kalp ederek yaşam olsun cemi cümlemize… Fatıma Özcan