“Birlikte ağlamaktan fazlasını yapalım diye anlatıyorum size isimsiz kadınların hikâyelerini. Onları tanıyalım, anlayalım diye. ‘Biz’ diye başladığımız cümlelerin devamında, hakkında ahkâm kestiğimiz isimsiz kadınların yaşamlarındaki farklılıkları görebilelim diye. Kendi kararlarını alıp uygulayabilen, ayaklarının üstünde durabilen, birey olan kadınların sayısı artsın diye…” İnci Ertuğrul, gazetecilik, eğitmenlik, televizyon programcılığı ve sunuculuk hayatı boyunca, kadın erkek ayrımı olmaksızın birçok insanın hayatına dokundu. Onların kayıplarını aradı, üzüntülerine ortak oldu, hem fiziksel, hem de ruhsal yaralarına merhem olmaya çalıştı. Kamera arkasından seslenirken “kadın” ve “anne” olma kimliğini bir kenara koymadı, insanları bir televizyon objesi şekline sokmadı. Bu ilk eseriyle de, son yıllarda hayatımızda bir irin gibi büyüyen toplumsal problemleri ortaya koyuyor ki hep beraber yaramızı tedavi edelim ve “birey”liği başarabilelim, merhametli, vicdanlı insanlar olabilelim. İnci Ertuğrul, “Ben umutluyum bu kadar acının, sancının sonunda güzel bir yaşamı doğuracak kadınlar…” diyor. Biz de o umudun peşine düştük ve gerçek hayatların süzgecinde, Sessizliğe Konuşanlar, Sessizliğe Susanlar, ortaya çıktı. Şimdi umudu elden bırakmadan gerçeğe yolculuk zamanı…

Benzer Kitaplar