Burada, hemşirelerin “sessiz bir ölüm” dedikleri şey anlatılıyor. Sessiz Bir ölüm’de Simone de Beauvoir, kendi annesinin ölümünü bütün ayrıntılarıyla betimlerken unutulmaz bir edebi eser yaratıyor. Yetmiş yedi yaşındaki annenin geçirdiği küçük kazayla başlayan öykü, hastanede fark edilen ilerlemiş kanser teşhisiyle dramatik bir hal alıyor ve olayın kahramanları acılı bir süreç yaşıyor. Yazar, bu süreç içinde yaşadığı karmaşık ve yoğun duygulanımları anlatırken, bir annenin ölümünü olanca soğukkanlılığıyla betimlemeyi de başarıyor. Böylece eser, anne ile kızın arasındaki yabancılaşmayı iyiden iyiye açığa çıkardığı gibi, annenin bütün yaşamını da anlatarak bir ölümün betimlenmesinin çok ötesine geçiyor. Yapıt bize insani ilişkilerin bir belgesini sunarken, yazara da kendi yaşamıyla yüzleşme olanağı sağlıyor. Simone de Beauvoir, Sessiz Bir ölüm’de bu trajik öyküyü anlatırken bir yandan da yaşam ve ölüme ilişkin kendi düşünceleri ve duygularıyla hesaplaşmayı ihmal etmiyor. Sessiz Bir ölüm, sarsıcı bir edebiyat deneyimi...