Neden Batılı ülkeler zengin, diğer ülkeler fakir? Zenginlik ve fakirlik bir kader değiştirilemez bir alınyazısı mı? Zengin veya fakir olmak ülkelerin kaderlerine mi, yoksa onların hiçbir şekilde müdahale edemeyeceği yabancı güçlere ve şartlara mı bağlıdır? Hernando de Soto ve araştırma ekibi kitaplarını kapatıp, gözlerini açtılar. Kalkınmakta olan ve eski komünist ülkelerde insanların resmî kayıt altına alınmamış iktisadî faaliyetlerinin büyüklüğünü ölçmek için sokaklara çıktılar. Bulguları son derece dramatikti! Üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan yoksullar kapitalizmin başarılı olabilmesi için gerekli bütün varlıkları toplamışlardı; tasarruflarının değeri muazzamdı. Öyle ki, 1945’ten beri alınan bütün yabancı yardımlardan ve bu ülkelere yapılan yabancı yatırımlardan onlarca kat fazlaydı. Sadece Mısır’da, fakir insanların varlıkları, Süveyş Kanalı ve Aswan Barajı’nın finans edilmesi dahil, kayıt altına alınmış bütün yatırımlardan elli beş kat büyüktü. Öyleyse, bu ülkelerin zenginleşememesinin nedeni neydi? Bu ülkelerdeki varlıklar neden zenginlik üretecek sermayeye dönüşememekteydi. Hernando de Soto’ya göre, bu, “sermayenin sırrıdır”. De Soto, mevcut global krizin, gelişmiş ülkelerin Sanayi Devrimi sürecinde yaşadığı krizle aynı türde olduğunu bize hatırlatmaktadır. Söz konusu kriz yaşandığı sıralarda bu ülkelerin iktisadî ve sosyal görünümü, karaborsanın, mafyanın, yaygın yoksulluğun ve hukuk tanımazlığın egemen olduğu Üçüncü Dünya ülkelerine benzemekteydi. De Soto, Batı ülkelerinin yüz elli yıl önce kilit değişimi yarattığını ve bu ülkelerin ekonomilerinin, insanlar daha ne yaptıklarını bile anlamadan, zenginlik yaratmaya başladığını ifade etmektedir. De Soto, Batı’da yaygın mülkiyet hukukunun binlerce parçasında gizli bu tesadüfî sürecin nasıl oluştuğunu, nasıl işlediğini ve günümüzde kalkınmakta olan ve eski komünist ülkelerde nasıl bilinçli olarak yeniden tesis edileceğini izah etmektedir.Sermayenin Sırrı, sermaye hakkındaki görüşlerinizi ve komünizmin çöküşünden beri dünyanın çoğu yerinde kapitalizmin neden yerleşemediği ve fakirliğin devam ettiğiyle ilgili düşüncelerinizi sarsacak.Zenginliğin ve refahın altında yatan en büyük faktör sermaye birikimidir. Bu Marx'tan Hayek'e neredeyse bütün iktisatçıların kabul ettiği bir gerçektir. Dünyanın en zengin ve iktisadî bakımdan en güçlü ülkeleri sermaye birikiminin en fazla olduğu yerlerdir. Ve, ne mutlu insanlığa ki, sermaye dünyanın her yerinde potansiyel olarak vardır. Ancak, Batılı kapitalist ülkeler sermayelerini iktisadî süreçlere tam olarak entegre etmeyi başarırken, dünyanın geri kalan yerleri bunu becerememekte ve bu yüzden fakir kalmaktadır. Ünlü fikir adamı ve sivil toplum aktivisti Hernando de Soto, birçok ülkede best-seller olan Sermayenin Sırrı'nda bu olguyu ele alıp tahlil ediyor. Zenginliğe giden yolun nereden ve nasıl geliştiğini anlatıyor. Her ülkenin zenginliği yakalama imkanının bulunduğunu, hiçbir ülkenin fakirliğe mahkum olmadığını gösteriyor. Kelimenin tam anlamıyla heyecan ve umut verici bir kitap...