Cazibe ve Mâriye bir erkeğin hayat hikâyesinde karşı karşıyaydılar. Cazibe, Bedreddin’in sahip olduklarının hepsini, Mâriye’nin büyük kıskançlıkla özlediğini hissediyordu. Bunun, ölçüsü iyi belirlenmiş terbiyeli vuslat hayallerine dönüştüğünün farkındaydı. Lakin bunların hiçbirinin Bedreddin’deki gizi çözmeye yetmediğini de görmüştü. Bedreddin, belli ki her gece koynuna girdiğinden çok farklı bir varlıktı... Yılmaz Karakoyunlu, Serçe Kuşun Sonbaharı’nda, Nâzım Hikmet ve Hilmi Yavuz’un şiirleştirdiği, pek çok roman ve oyuna konu olan Şeyh Bedreddin’i, yepyeni ve farklı bir yaklaşımla romanlaştırıyor. Serçe Kuşun Sonbaharı bir tarihi roman : Şeyh Bedreddin İsyanı’nı, tarihin gerçeklerini gözden kaçırmadan, Yıldırım Bayezid-Timurlenk çatışmasının ve Osmanlı’yı yok olmanın eşiğine getiren Fetret Devri’ni doğuran koşulların ışığında ele alıyor. Serçe Kuşun Sonbaharı aslında bir aşk romanı : Şeyh Bedreddin’e ilk kez bir erkek ve bir âşık olarak bakıyor, baldızı Mâriye’ye olan ateşli tutkusunu ve Bedreddin’in bu tutku aracılığıyla olgunlaşmasını işliyor.