Başarılı ve ünlü bir doktor. Kitap kurdu bir yazar. Ve Serap, meslektaşlarının hayranlığını kazanmış bir reklamcı. Beklenmedik bir hastalık, kaderin birleştiği yollar, içten dostluklar ve herkesin kendi içindeki yolculuğu. Acaba yollar nereye çıkacak? ... Selim Gündüzalp insanımızın acısını duyan ve toprağımızın çocuğu olmakla nasıl bir sorumluluk taşıması gerektiğini bilen bir yazar. Dört yüz sayfalık eserini enfes bir Türkçe ile dokumuş. İdealist, ünlü bir doktor, genç, güzel, akıllı ve başarılı bir işkadını Serap ile kendisini inandıklarının hizmetine vermiş, dergi çıkaran Emin adında bir delikanlı arasındaki olaylarla roman başlıyor ve gelişiyor. Ömrünü hastalarına adamış, sohbetleriyle çevresindekilere yol göstermeye çalışan, bilgili, insanlara hoşgörüyle katlanmasını beceren bu doktorun adı nedir? Romanı dikkatle okuduğumu tahmin ettiğim için gözümden kaçtığını zannetmiyorum. Romanda belirtilmemiş. Fakat Gündüzalp doktoru o kadar ince, öylesine dostça işlemiş ki hepimiz doktoru bir tanıdığımıza benzetebiliyoruz. Anadolu’nun kasabalarında kendisini milletin hizmetine adamış pek çok doktor vardır. Öyle tahmin ediyorum ki; Gündüzalp tanıdığımız bir doktoru romana rahatça oturtabilelim, eseri biraz daha sürükleyici hale getirelim diye adını vermemiştir. Bir dergi çıkaran emin de hizmet ehli bir delikanlıdır; işi gücü okumak, anlamak ve anlatmaktır. O büyük bir sevginin ardından yüreğini kilitlemiş, dergi adeta hayatının gayesi haline gelmiştir. Bu eseri rahmetli Mehmet Akif okusaydı, herhalde Asrın idrakine söylettik İslam ı derdi.