Benim masalımda aşk dolu başladı... Damla ve Fırat’ın aşkı, herşeye ve herkese rağmendi... Önceleri beni güldürüyor, bensiz nefes alamadığını söylüyor, Sen olmazsan ben yaşayamam diyordu! Senden bir şans istiyorum, herşey çok güzel olacak, beni bir kere sevdiğini söyle, inan bana tüm gün yeter diye fısıldıyordu kulağıma... Sonrası malum! Dengesizliğin yarattığı kaygılarla kaçan uykularım, düzensiz nefes alışlarım, depresif bakışlarım... Gözlerimin buğulanmasına bile dayanamayan Fırat’ım, nasıl oldu da birden değişti, anlayamadım! Boğazımda kocaman bir düğüm bırakarak gitti hayatımdan. Acımasızca, umarsızca... Sorularım, sorgularım kendi içimde hep yalnız ve yanıtsız kaldı. Ne çok şey değişti bende, bana dair! Peki artık kim inandıracak beni aşka, zaman mı? Damla, aslında gerçek Fırat buydu işte! diyebilecek miyim bir gün? Yüreğimin orta yerinde asılı kalan acı bitecek mi? Yoksa yerini başka biri doldurup, o da mı kanatacak yaramı? Zaman belki hafifletir acımı ama biliyorum hiç bir şey geçmiyor, geride kalmıyor! Nereye gidersem gideyim, beni hayalet gibi takip ediyor. Eğer yaşadıklarım ilahi bir planın dahilindeyse, o zaman kimin gücü yeter tekrar inanmaya? Ama biliyorum, benim masalımın sonu çok farklı! Söylesene gerçekten Senin Adın Aşk mıydı?