Bu erkeği, onu kendi haline bırakmadığı için nefretle anabilirdi. Hem de bu yeryüzü çaresizliği ve sıkıntısını, sadece fazladan bir kişi, bir erkek yanında olduğu için benimseyebilir ve bir evin düzenine razı olabilirdi. Bu erkeği yok da farz edebilir, onunla bu şekilde de yaşayabilirdi. İkindileri güneş koltukların, sandalyelerin altına çekilirken hep burada olmanın sıkıntısı, yeni yerler görmek, farklı insanlarla tanışmanın heyecanını yenebilirdi. Burada ve şimdi olmak, orada ve uzakta olmaktan daha güçlü olmaya başladıkça, doğacak çocuklarına düşlerini erteleyebilirdi. Olabilir miydi? Ağlamaya başladı.

Benzer Kitaplar