Muzaffer, araştırmasına, Anadolu insanının görüntüsüyle başlıyor. Adana'dan, sular bulanınca Nehri'ye değin kaçan Keziban'ın öyküsü, kendi yazgısına bırakılmış Anadolu insanının öyküsüdür. Türkçe'de, 'gel git akıllı' diye bir deyim vardır. Eskiler, zaman zaman dengesizlikler gösteren akıl hastalarının ilkbahar (Muzaffer'in deyişiyle ilkyaz) yağışlarıyla birlikte coşan sularla, akılları bulanır. Keziban da, bu gel git akıllılardan birisi. Doğanın ortasında, ayılarla birlikte üstsüz ve altsız bir yaşamı sürdürüyor. Kimseler aramıyor, sormuyor. Anadolu insanının yazgısı işte! Şemdinli Röportajı, bu insan öğesini, Şemdinli aşiretlerinin folklor değerlerini belirtirken, bilimsel davranışı aşarak, sanatçı duyarlılığıyla işliyor. "Bir Aşiretin Anatomisi" bölümünde, Kürt kadınlarının içedönük sevdalarını, delikanlıların çekimser, ama yürekli gençlik duygularını, benzersiz bir biçemle anlatıyor. Yaşar Kemal'in Demirciler Çarşısı Cinayeti'nde aktardığı "O güzel atlara bindiler gittiler" dizesindeki gerçekliğe Muzaffer, tanık olamıyor. Güzel insanlar, yeryüzünün her yerinde üretiyorlar, yeni değerler yaratıyorlar. - V. Timuroğlu