Dedektif Selb, çoğu kez gerçek yaşamda da karşımıza dikilen bir ikilemle yüz yüze: Unutmaya, tarihe gömmeye kalkıştığımız geçmişimiz yalnızca kendi kişisel geçmişimiz midir? Nazi döneminin inançlı savcısı, günümüzün özel dedektifi Selb, geçmişin suçlarının bugünün günahları olarak karşımıza çıktığı bir dünyada, yitirilen masumiyetin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir nitelik taşıdığını da öğreniyor. Selb, bu kez, 19. yüzyıldan, iki Almanya’nın birleşmesiyle beliren yeni döneme uzanan bir suç öyküsünü çözmek zorunda. Tüm öyküler gibi kendi sonuna ulaşacak ama dedektifin kendi sonunu da hazırlayacak bir öykü. Bernhard Schlink, Selb’in Yargısı ve Selb’in Hilesi’nden sonra bu son romanda da, bizi suç ve ceza, hukuk ve adalet üstüne yeniden düşünmeye çağırıyor. Özel Dedektif Selb’in Serüvenleri, Almanya’nın Nazi geçmişini sorgularken, bundan günümüz toplumu da payını alıyor.