17. yüzyılda Üsküdar’a yalnızca mânevi değil, maddî olarak da damgasını basmış olan bir büyük velîyi tanıtan bu eser, yalnızca kültür hayatımızın şanlı bir sayfasını gözlerimizin önüne getirmekle kalmamakta, aynı zamanda Üsküdar Tarihi’nin belirli bir kesimine de ışık tutmaktadır.