Selahaddin Eyyubi hakkında anlatılan masallar bölük pörçüktü. Masal kurgusu gereği masalların içinde adı geçmiyordu. Onun hayatını incelediğimde birçok masalın onu anlattığını fark ettim. O masalları derleyip yeniden yazarken Şam’a gittim. Türbesini, at üstündeki o muhteşem heykelini ziyaret ettim. O büyük insanın önünde saygıyla eğildim. İnsanlar, önünde sıraya girmiş, kimi dua ediyor, kimi ona dokunmaya çalışıyordu. Onun mekânının biraz ilerisinde 300 yıl önce Osmanlılar bir “masalevi” açmış, o masalevi hâlâ hizmet veriyordu. Masalevinde oturdum, masallar dinledim. Selahaddin Eyyubi hakkındaki bu masallar ilk kez yayımlanıyor. Hikâyeleriniz, masallarınız bol, zihniniz açık olsun...