Tanrı'yı koruyup kollama güdünüz varsa bu kitap ve bu yazardan uzak durun zira sekülerleşme denen gulyabaninin Tanrı'yı ortadan kaldırmaya dönük bir hedefi olmadığını öğrendiğinizde Tanrı'yı koruma altına alan içinizdeki kahramanı öldürmek zorunda kalacaksınız. İyisi mi inandığınız masal hiç bozulmasın. - Hacer Akıcı, İlahiyatçı Sekülerleşme: Dinden Uzaklaşmanın Hikayesi bazı sorulara yanıt arıyor: Sekülerleşme ne demektir? Sekülerleşme ile laiklik ya da laikleşme arasındaki fark nedir? Sekülerleşme ve dinsizleşme arasındaki fark nedir? Bir toplumun sekülerleşmesi için hangi dinamikler gereklidir? Ve neden sekülerleşme bir kavram olarak Türkiye'de net olarak anlaşılıp bağlamına uygun bir şekilde kullanılmamaktadır? Volkan Ertit, bu sorulara yanıt ararken, eski paradigmayı revize ederek yeni bir paradigma ortaya koyuyor. Ortaya konan bu yeni paradigma ile sadece Hıristiyan Avrupa toplumlarının yaşadığı radikal sekülerleşme sürecini değil, aynı zamanda tarihinde Reformasyon gibi bir süreç yaşamamış Türkiye, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde gerçekleşen sekülerleşme sürecini ya da yeryüzünde yaşanan kimi desekülerleşme süreçlerini anlayacak bir anahtar sunuyor.