Uluslararası politika disiplininde klasik anlamıyla savaş, devletlerin bazı amaçlarına ulaşmak için kullandıkları diplomasi/propaganda, ekonomik yöntemler gibi dış politika araçlarından birisi, diplomasiyle birlikte en eskisidir. Tarih boyunca düşünürler, bu doğrudan insan ve toplum hayatını tahrip eden aracın kullanılmasını genellikle meşruiyet açısından ele almışlar, kullanımını tamamen sona erdirmekten çok “doğru/haklı” bir amaca yönelik olarak kullanımının gerçekleşip gerçekleşmediği ile ilgilenmişlerdir. Daha yakın dönemlerde ise savaş aracına ilişkin olarak üzerinde en fazla durulan konu, kullanımı tamamen önlenemeyen bu aracın daha “insancıllaştırılması”, daha az tahripkâr olmasının sağlanması olmuştur. Günümüzde devletlerin dış politikalarında bir araç olarak kullanımı çok özel durumlar dışında meşru görülmese de, savaş hâlâ dış politika araçları açısından [en azından] bir ultima ratio olarak önem taşımaktadır. Değerli meslektaşım Prof. Dr. Erhan Büyükakıncı, oldukça zorlu bir çabaya girişerek, tanımından tipolojik kategorizasyonuna kadar oldukça karmaşık bir görünüm sergileyen bu olguyu, farklı dönemlerin ve bakış açılarının önde gelen temsilcilerinin görüşlerinin irdelenmesi üzerinden bizlere sunan bir çalışmalar dizisini başarıyla bir araya getirmiştir. Bunu özellikle de genç akademisyenler ve akademisyen adayları aracılığıyla gerçekleştirebilmiş olması ise ayrı bir takdire değerdir. Kendisini ve yazarlar kadrosunu bu zorlu görevi başarıyla gerçekleştirmiş olmaları dolayısıyla kutluyor, çalışmanın konuya ilişkin olarak Türkçe literatürde bir boşluğu dolduracağına olan inancımı belirtmek istiyorum.