'İnsanı ne kurtarır? sorusuna Sartre'ın yanıtı şudur: Hiçbir şey. Hiçbir şeyde kurtuluş yoktur. Kurtuluş düşüncesi bir mutlak düşüncesini gerektirir. Kırk yıl nevrozla yaşadım. Mutlak çekip gitti, bıraktı yakamı. Geriye, yapılacak sayısız işler kaldı. Ona göre ahlâk gibi, edebiyatın da evrensel olmaya ihtiyacı vardı; yazarın milyarlarca aç insanın yanında yer alması gerekiyordu. Bunu yapmayan yazar, seçkinler sınıfının hizmetinde demekti. Oysa insan özgür olmaya mahkûmdu; çünkü hiçbir özrü olmaksızın atılmıştı dünyaya. Peki, bunu nasıl başaracaktı? İnsanın kendi varoluşundan özünü bulması kolay değildi elbette. Bir kere yazgısının dayanılmaz olması gerekirdi; yazgı dayanılır olursa, bu daha da vahim sonuçlar demekti. Sartre'ın yabancılaşma dediği de tastamam buydu. Alışmak, çürümekti...

Benzer Kitaplar