Şantiye Gürültüsü, gündelik hayatın acemisi, uyumsuz ve hiçbir yerde dikiş tutturamayan yalnız bir adamın hüzünlü ve trajikomik anlatısı. Devrim E. Alkış, üçüncü sınıf lokantaların, ele yüze bulaşan zamparalıkların, birbirine karışan sarhoş şarkılarının, unutulamayan aşkların hikâyesini anlatıyor. Büyük laflar etmeyen ve buna rağmen her lafı başına dert açan, hayata geç başlamış, tutunamamış, şanssız biri en çok ne kadar kaybedebilir? İnsanı tüketen hırslar, kıskançlıklar, iftiralar ve düşmanlıklardan korunmak için klasik müzik notalarına ya da kitapların harflerine saklanabilir mi? Kaybeden olmayı kabul ettiğinde bütün bunlardan kurtulabilir mi? Alkış, bu ikinci kitabında şantiyeye dönen günlük hayatın içinde bu soruları sorarken insan sesini arıyor. Gürültü sokaklarda, gürültü kulaklarda, gürültü beynimizde patlıyor. Kaybetmek bir karakter meselesidir, büyük kaybedelim.