Rastlantılar çok etkileyici hikâyeler yaratırlar. Onları şaşırtıcı olaylar olarak görür, nadirliklerine hayret eder ve en iyilerinin çoğu matematiksel olarak öngörülebilir olay şeklinde açıklanabilmesine rağmen, her türlü mantıklı açıklamayı yok sayarız. Herhangi bir sosyal toplantıda bir rastlantı hikâyesi anlatın, bütün kulakların size dikkat kesildiğini göreceksiniz. Neden? Çünkü bu esrarengiz galakside, böyle hikâyeler kapsayıcı bir insani bağlantısallık olduğuna dair güçlü bir duygu iletirler, varoluşsal önemin kanıtlanmasına katkı yapar ve bireyselliğe duyduğumuz güçlü isteği onaylar. Bu kitap, bize dünyanın gerçekte ne kadar muazzam ve ne kadar küçük olduğunu anımsatan hayret verici karşılaşmalar ve fantazmagorik hikâyelerin bir derlemesi. Bir hikâyenin olabilirliğini değerlendirmek için pratik matematiksel yöntemler sunuyor ve rastlantılar gerçekleştiklerinde bizleri neden aldatıcı bir şekilde şaşırttıklarını açıklamak için rastlantıların gerçekleşme sıklığının doğasını irdeliyor. Rastgelelik olgusunu anlamak için kullanılan matematiksel araçların ilk dönem gelişimleri boyunca bir tur atıyor, sonra da bizi rastlantıları çok sayıda rastgele olasılıkların devasa dünyasında yaşamanın sonuçları olarak düşünmeye sevk ediyor.