“Günbegün bütün dünyada, medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.” Berger’a göre sanat tam da bunu yapıyor, yani direncimizi güçlendiriyor. Sanat ve sanatçılar üzerine yazdığı samimi ve özgün denemelerden oluşan bu kitapta, sadece Michelangelo, Rembrandt, Degas, Van Gogh, Kahlo ve Brancusi gibi sanatçıların eserlerini değil, Fransa’daki on binlerce yıllık mağara resimlerini ve Mısır’daki Feyyum mumya portrelerini de ele alıyor Berger. Kitap ayrıca yazarın Subcomandante Marcos’la yazışmalarını ve kendi sunduğu bir radyo programının metnini de içeriyor. Bir bütün olarak bu derleme, sanatın insanın iç ve dış dünyası için, birey ve toplum için ne kadar vazgeçilmez ve sağaltıcı olduğunu hatırlatıyor bize. “Bugün, varolanı resmetmeye çalışmak umudu teşvik eden bir direniş eylemidir,” diyor Berger bir denemesinde. Bir diğerinde ise şöyle ekliyor: “Direniş eylemi, sadece bize sunulan dünya-resminin saçmalığını kabullenmeyi reddetmek değil, bu resmin geçersizliğini duyurmaktır. Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.”

Benzer Kitaplar