“O yılların Ankara’sı şiirde dizenin işlevini artık yitirdiği, müzikte tonalitenin zorlandığı, hatta yer yer çözülmeye başladığı, resimde figürün bırakıldığı bir döneme ev sahipliği yapıyordu. Bu dönemde başkentte yaşayan sanatseverler adeta birdenbire, kırılan bir sözdizimi, atonal müzik ve soyut resimle karşılaşıyordu.