Samir Amin’i anlatan ve onun da kendisini anlattığı bu kitap, emperyalist-kapitalist sistemin yarattığı kutuplaşma ve sömürünün ağır sonuçlarıyla yüzleşen halkların kurtuluşuna adanmış bir yaşamın izlerini sürüyor. Üç ana bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Demba Moussa Dembélé, Samir Amin’in, ailesi, eğitim hayatı, Marksizmle tanışması, politik fikirlerinin oluşumu, entelektüel yönelimleri, Marksist düşünceye katkıları ve kurduğu alternatif uluslararası örgütlenmeler hakkında kısaca bilgi veriyor. İkinci bölüm, Dembélé’nin Samir Amin’le yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Amin bu uzun bölümde, sosyalizm, kalkınma, toplumsal hareketler, çevre-merkez ilişkisi, tekelleşme, kapitalizmin krizi, kutuplaşma ve azgelişmişlik gibi çeşitli konulardaki görüşlerini ve farklı düşünürlerle/fikir okullarıyla yaptığı tartışmaları samimiyetle anlatıyor. Bir yandan da entelektüel üretiminin hiçbir zaman eylemden ayrılmadığını görmemizi sağlıyor. Son bölüm, Amin’in seçilmiş metinlerinden oluşuyor. Bu metinler, “Kapitalizm neden Avrupa’da ortaya çıktı?”, “Marksizmin günümüzdeki misyonu nedir?”, “Dünyayı sarsacak ikinci ‘Güney’in uyanışı’ başladı mı?”, “Kapitalizmin krizinden çıkmak mümkün mü?”, “Avrupa dışı toplumların geri kalmışlığının sebepleri nelerdir?” gibi önemli sorulara yanıtlar arıyor. Samir Amin’in çalışmalarına dair geniş bir kaynakça da içeren bu çalışma, düşünürün entelektüel dünyasına ilk adımı atmak ve onu daha yakından tanımak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak.