Göktürklerin blok taşlara oyulmuş, Uygurların ise kitaplara dönüşmüş bir görkemle varlığımızı kucaklaması basit bir rastlantı mıdır? Yoksa tarihsel gelişimin basitten karmaşığa, ilkelden moderne uzanan çizgisinin gerçek anlatımı mı?