Bu göğüs göğüse savaşta tek şeyi biliyordu başçavuş: Gerilemek olmazdı. Bu kıyıda, Almanlara bir karış toprağı kaptırmamak gerekiyordu. Ama zor, ama umutsuz, olsun tutunmak vardı, tutunmak. Bu konumda tutunmak, yoksa çiğnerlerdi adamı ve o zaman herşey mahvolurdu. Öyle bir duyguya kapılmıştı ki, Vaskov o an, sanki sırtıyla koca Rusya'yı örtmüş, kanadını ona germişti. Sanki o, Fedot Yevgrafiç, yurdunun en son oğlu, savunucusuydu... Ve o anda dünyada başka kimseler yoktu. Yalnız o, düşman ve Rusya vardı... Yalnız kimbilir nasıl üçüncü bir kulağıyla da kızları dinliyordu: Ateşleniyor muydu silahları, yoksa susmuş muydu? Ateşleniyorsa, sağ salimdirler demek. Demek kendi cephelerini, kendi Rusya'larını tutuyorlar henüz, savunuyorlar!