Resimlerde, uzun saçları, kapkara gözleriyle Şahmaran’ın yüzü daha çok kadını andırır. O güzel yüzün altındaki gövdeden, el kol yerine, kıvrımlı yılanlar fırlar. Aradan yıllar geçer, kuşaklar değişse de o resimler yerinden kaldırılmazdı. Yalnız duvarlar mı, kahve tepsilerinin camı da Şahmaran resimleriyle renklendirilirdi. Sıradan çizimler değildir bu resimler, bir sanat eseridir. İnsanımız, Şahmaran’ı neden bir güzellik simgesi olarak böyle yüceltmiştir? İnsan soyu her şeyi bağışlar da ihaneti bağışlamaz; ondan! İhanete uğrayan, soktu mu ânında öldüren yılan, ihanet eden ise, insandır. Buna karşın, halkın vicdanı, kendi soyundan yana çıkmamış, binlerce yıl, ihanete uğrayan bir yılanı yüreğinde barındırmıştır. Sennur Sezer bu kitapta, yalın dili, ilginç ve usta işi yorumuyla Şahmaran’ın öyküsünü anlatıyor...