Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber’i (sas) bize anlatırken kullandığı istisnai ifadelerden birisi de üsvetü’n-hasene’dir. Rabbimiz buyurur ki: “Andolsun ki Resûlullah sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, (üsvetü’n-hasene) çok güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 33/21) Sahâbe neslini anlatan en güzel ayetlerden biri de Tevbe Sûresi’nde geçen şu ayettir: “(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tâbî olanlar var ya; işte Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara; içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” (Tevbe, 9/10) “En Güzel Örneğin, En Güzel Örnekleri” ifadesi, aslında bu iki ayetin kısa bir mesajıdır. Allah Resûlü (sas); tüm insanlığa en güzel örnek, en ideal misal ve en kâmil modeldir. Elbette O (sas); kendi örnekliğini, kurduğu nübüvvet potasında yetiştirdiği talebeler olan sahâbe üzerinden âleme yansıtacak ve böylece onları en güzel örnekler olarak kıyamete kadar gelecek tüm müminlere takdim edecekti. Bu hakikatten dolayı sahâbe nesli, bizler için hiçbir zaman sadece tarihî şahsiyetler olarak kalamaz. Onlar; dinin intikal ve muhafazasında Allah (cc) tarafından seçilmiş, Resûlullah (sas) tarafından yetiştirilmiş bir nesildir. Öyleyse sahâbe neslini tanımak ne sadece bir vefa ne sadece bir tarihî malumat ne de sadece geçmişe dair bir özlemin ifadesidir. Sahâbe neslini tanımak; Allah’ı, Peygamber’i, Kitab’ı, dolayısıyla İslâm’ı tanımanın en doğru yoludur.